Aşağıdaki yazı, Demdârân kitabından alıntı değildir.
“Asırları bulan siyasi düşünce tarihinin devletle ilgili ortaya koyduğu bütün fikirlerin Sokrates, Eflatun ve Aristo üçlüsünün ortaya koyduğu çerçevenin dışına çıkamadığı söylenir. Katılıyor musunuz?
İçinde de yer alsak, yüz çevirip kafamızı kuma gömsek de bizden öncekilerin kurduğu idari düzenin hayatımızı şekillendirmesine mani olmamız mümkün değil mi?
Bize verilen hayatı “özgün ve otantik” bir şekilde yaşamak istersek ne yapacağız?
Bir beytinde, “Ya öyle bir tabiat geliştir ki âlemle ahenk içinde yaşayasın / Veya bu âlemi terk edecek bir himmete sahip ol” demiş Kelîm. Sizde var mı o tabiat? Keşfettiniz mi o himmeti? Taraf seçmeyecek misiniz yoksa? Pek ya bîtaraf olan bertaraf olursa!
Kafayı kuma gömmek midir çözüm?
Ne dersiniz?”
Necip YILDIRIM