Moskova, komünizmin medar-ı iftiharı olsun istemiş Stalin.
Sosyalist Sovyet Cumhuriyetlerde yaşayan bütün insanların görmek için can atacakları, gönüllerini bağlayarak boyun eğecekleri bir şehir yapmak istemiş. SSCB’deki her türlü meyvenin şırası komünist imparatorluğun başşehrine taşınmış.
Ne kadar rejim muhalifi varsa, metro inşaatında çalıştırmış. Ve öyle bir metro inşa etmiş ki; o zaman (bazı yönleriyle bugün de) dünyada eşi benzeri yok. örümcek ağı gibi sarıyor şehri. O zaman inşa edilen her istasyon bir sanat eseri.
Sovyetler Birliğinin demir yumruğunu idare eden beyinlere ev sahipliği yapmış. Halkları ezerek, kuvvet kullanarak, psikolojik olarak çökertmişler. George Orwell’ın 1984 romanının baş kahramanı gibi insanları psikolojik olarak parçalayarak Büyük Biraderi sevmeleri temin edilmiş. Büyük Birader kimi zaman Stalin olmuş, bazen Kruşçev ve genelde Parti. Bugün dahi, Sovyetler Birliği coğrafyasının tamamında; Moskova ve Büyük Birader’in tesirleri devam ediyor. Öyleyse, Kremlinin tekrar güçlenmesini yadırgayanlar, yadırganmayı hak ediyorlar.
Moskova çok yakından izlenmesi gereken bir şehir. Çünkü dünyada başka bir şehrin tecrübe etmesi mümkün olmayan bir deneye sahne oldu: En büyük komünist devletin merkezi olan başka bir şehir yok.
Rusya Federasyonu başka, Moskova başka bir dünya.
——-
Serâzât.com’da; sadece Necip YILDIRIM’ın şiir ve makaleleri yer almaktadır. Bütün hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz ve neşredilemez.